15 Mayıs 2010 Cumartesi

Daha mutlu olamam

Uzun süredir uyumaya bile zaman bulamamaktan yakınıyorum. Devamlı projeler, paperlar, ödevler, okumalar, sınavlar eeehhhh!!!

Ama yine içimde garip bir mutluluk mazoşist bir duygu var. Yoğunluğum arttıkça aynı anda hem mutsuz hem de mutlu oluyorum. İnanın kendimi ben bile anlamazken sizin anlamanızı hiç beklemiyorum. Savunma mekanizması mıdır nedir bilmem, yoğunlaşıkça ve o işlerimi teker teker halledince kendimi nirvanaya uçuruyorum resmen...

Zaman zaman tam da bir araştırma konusu olabileceğimi falan düşünüyorum. Geçen haftalardaki yoğunluğum nasıl bir dünyaydı belli değil! Sogla için yaptığım proje çok büyük zaman ve emek istiyor. Bir de işsizlik projemiz var ki o daha da emek ve zaman istiyor. Devamlı aklımda o var. Hafta içi derslerden çok bu projeleri düşünüyorum. Ha bir de 80 öncesi MHP projemiz de var ki, evlere şenlik! Projeler vaktimi en fazla alan uğraşlarım oldu bu dönem ama isteyerek yaptığım için aynı zamanda memnun ve mutluyum da.

Bu kadar işin gücün içinde eğlenmeye vakit bulunur mu???
Bulunur bulunur!!!
Bu hafta çok mutlu olduğum iki günü paylaşıyım o zaman. Biri Emir Bey'in leziz Gerilla Konseri diğeri de Burgazada gezimiz.

Cansu, İdil ve Ayşe Deniz'in evinde sevgili Emir Bey grubu harika bir konser verdi. Şarkıları zaten ezbere bildiğim için ben de yer yer eşlik ettim. Nil İpek'in sesini zaten Lemur'dan biliyordum ama böyle çıplak saf bir ses duymak beni çok ama çok etkiledi söylemeden geçemiycem. Beğendiğim nadir kadın vokallerden kendisi.

İlginç bateri kutusu ile Emir Yargın ve beni ikiye katlayan devasa kontrbasıyla Umut Şimşekli veee harika sesiyle yorumladığı şarkılarıyla Emir Aksoy!!! Konser tam anlamıyla mükemmeldi.

A bi de ikramlar ve ortamdan bahsetmek isterim. Ev Etiler'de çok hoş bir daire. Penceresinden bahçeye çıktığında kendini yemyeşil çimlerde buluyorsun. Konserden önce biraz bahçede oturup havanın tadını çıkardık ki hepimizin görünen o ki buna ihtiyacı varmış. Cansu'nun hazırladığı kanepeler, Pınar'ın aldığı Rafaello'lar hepsi de hoop bir varmış bir yokmuş!Ev ortamı sıcacık öğrenci evi konsepti, ev sahibelerinin sıcaklığı ve samimiyeti evi de şekillendirmiş sanki.

Veee Burgazada gezisi.Dilara, Özge, Enis ve benim yolculuğumuz sabah durakta buluşup Kabataş'tan kalkan vapura yetişmeye çalışarak başladı. Ama sabah trafiğini hesaba katmamış olucaz ki kaçırdık. Sonra Bostancı'ya giderek Cansu, Mısra, Umut ve Emir'le buluşmaya karar verdik. Sahilde ince belli bardaklardan çaylarımızı yudumladıktan sonra ada vapuruna binerek Burgazada'ya gittik.

Burgazada gerçekten çok güzel bir yer. Büyükada'nın kalabalıklığı yok, sakin ve kendi halinde bir ada. İnsanları da öyle sakin ve huzurlu ki. Biraz yürüdükten sonra İstanbul'un aksi yönünde Kalpazankaya denilen bir restorant var. Orada biraz dinlenmek için ara verdik ve kalamar yedik. MAzaranın eşsizliği, kalamarın lezzeti, havanın temizliği, ortamın sakinliği, çiçeklerim kokusu, insanların sakinliği... Tam Emir'in şarkısı Cennet Bahçesi (=

Bu hafta çok yoğundum evet ama bir o kadar da arkadaşlarımla geçirdiğim mutlu mesut zamanlarım, anılarım oldu. Belki de hiç çekilmeyecek kadar yoğun ve kötü günler geçiriyorum fakat her şeyi çekilir kılan arkadaşlarım var biliyorum. Şanslıyım sonuna kadar hissediyorum...

Hiç yorum yok: