5 Nisan 2010 Pazartesi

acı kayıp

Şu anda ders çalışıp inekleyip hayatıma bir yüksek not daha katmak ne kadar zavallı geliyor gözüme. Var olma savaşına çevirdiğimiz okul, sınav, dersane, ÖSS vs başarılarımız ya da başarısızlıklarımız bizi hayatın kendisinden nasıl da uzaklaştırıyor. Yanılsamalarda yaşıyoruz hep birlikte. İzole dünyamızda var olmaya çalışıyoruz, var olmanın bu olmadığını anlamak bile çok zor o küçük "Truman Show" vari hayatımızda. Sanki her şey yapay, her şey amaçsız...

Az önce çok sevdiğim bir arkadaşımın babasının ölüm haberini aldım. Gerçek hayata dönmemi sağladı. Ben napıyorum, nerede yaşıyorum, ne için çabalıyorum, kimim, kim için yaşıyorum?

Saf üzüntü yaşıyorum. Saf üzüntü.Hem Ömer'in babası hem de kendim için...
Onun için...
Hayatını yarıda bıraktığı için...
Kendim için...
Henüz hiç başlamadığım için...
Üzgünüm...

1 Nisan 2010 Perşembe

ders? sınav? o ne?

Ders çalışmamak için sınırlarımı zorluyorum. Daha ne kadar dayanabilirim bilmiyorum. Sınavlar kapıda. Ha gayret biraz daha çalışma diyor içimden devamlı olarak bir ses! Bu ses susmuyor, nefesi kesilmiyor, yorulmuyor, dur durak bilmiyor!!!

Sonunu hayırlı görmüyorum bunun. Müneccim olmaya da gerek yok anlamak için... Meltem olsan anlarsın!!!