17 Ekim 2010 Pazar

Paris Günlükleri _V

Dün bir romantiktim ki beni tanıyanlar bilir bu ayda yılda bir denk gelir, ekinoks gibi ama zamanı belli olmayanından. Önce bir müzikale gittim, tam bir Parizyen gibi. Müzikal eleştirmeni değilim ki size ayrıntılı şöyle bol kaymaklı bir eleştiri yazıyım, güzeldi işte, Emir Bey'in gerilla konserlerinden güzel olmasın :D

Müzikalden sonra dışarı çıktım, soğuk delici bir rüzgar! Aldırmadım yürüdüm Seine boyunca. Yürüdüm, yürüdüm. Pek bişi düşünmedim. Düşünmek istemedim. Romantiktim dedim ya. Pek entellektüel günümde değildim. Çok kolaycık aşık bile olabilirdim. Hahaa inanmazsınız ama olmadım! Seine kenarındaki sahafcıklara takildim epeyce. Eski kitap kokusu beni iyicene aldı götürdü.

Size de oluyordur yahu dimi? Hani böyle çevredeki sesler "mımısjfgişgmdgnhjfljsskhf" gibi gelmeye başlar hiçbir şey duymaz olursunuz, transa geçmiş halinizle dışardan belki de alık bir ifadeyle çevrenize bakarsınız. Oluyor dimi? Olmuyor mu? Olsun lütfen! Çok güzel bir ruh hali o, kimseyi ve hiçbir şeyi sallamayan duyularım beynime bir ziyafet çeker. Ah nasıl desem nasıl anlatsam seviyorum ben o anları. Her şeyle devamlı uyarılmak işkencelerin en fenası aslında. İşte bu dakikalarda, rehabilite hissediyorum bir süreliğine de olsa..

Neyse efendim işte böyle bir ruh halindeyken Seine kenarında hayatımın aşkını bulabileceğimi düşündüm bir an, ama sonra farkına vardım ki çevreme bakıyorum ama görmüyorum. Hahaha romantikken de işe yaramazım :D

İşte böyle güzel romantik günün ardından bir ev partisine gittim. Romantikliğim üstümdeydi ya gün boyunca, duygu serpintileri üstümde duruyordu hala azıcık da olsa. Herkesle muhabbet, gırgır, şamata, hoopp bir duygu bıçak gibi kesti attı o anki mutluluğumu. Hiç beklemediğim bir soğukluk birden başımdan aşağıya doğru süzüldü. Arkadaşlarımı çok özlemiştim. O duygu o kadar sertti ki karnımda bir boşluk, yüzümde bir soğukluk, ellerimde bir soğuk ter hissi... Hay ben böyle özleme diyip hepinize saydım içimden... Hayata geri döndüm 2-3 dakika sonra ama her şey değişmişti, yok aslında ben değişivermiştim, ruh halim değişivermişti.

Ne diyim özlemişim topunuzu! Sevmişim fena topunuzu! Hadi şimdi dağılın! Beni yalnız bırakın!

2 yorum:

Emir Bey dedi ki...

bana iltifatla girmişsiniz yazıya yahu, en özlediğim erasmusi sizsiniz meltem!

aes dedi ki...

o ruh hali candır! uzun zaman oldu böyle hissetmeyeli ama. mekan avantajını kullan derim:)

gerisi de tanıdık çok... "burada bizimkiler olacaktı ki ne tozunu attırırdık her yerin" hüznü. deja vu. berlinimin özeti.

sen ve gülüşün özlendiniz minimen, hem de çok!