10 Mayıs 2008 Cumartesi

nedir insanların benden çektikleri!!!

Son yolculuğumda farkettim ki bende var olan ve yenmesini asla beceremeyeceğim bir önyargı sistemi var, gördüğüm insanlara karşı oluşturduğum. Bu öyle aman bu zengin, bu ezik, bu inek, bu köylü gibi basit bir taksonomi değil, daha detaylı ve gözleme dayalı... Birbirinin aynısı gibi gözüken fakat detaylara indikçe değişen, bireyselleşen özellikleriyle bir gruplandırma... Böyle anlatınca sanki çok uzun ve zor bişi gibi duruyor ama değil, sadece bazı şeylere dikkatli bakmak ve nasıl bakacağını bilmekte saklı önemli olan noktalar. Kimse insanlar biletlerini nasıl uzatıyor diye bakmaz insanlara ya da muavinden bişi rica ederken yüzünün ne hal aldığıyla ilgilenmez. Benim becerim sadece insanlara baktığımda bir-iki saniye içinde insanların davranışlarındaki detayları görebiliyor olmam...

Daha otobüse binmeden bir önyargıyla başlıyorum yolculuğuma bazen, otobüsün modelinden! Modele bakarak yolculuğun iyi geçip geçmeyeceğine karar veriyorum, güzel geçecekse bile ben kötü geçeceğine karar verdiğim için kötü gitmesine koşullanıyor sanki ve tahmin edin yolculuğun akıbetini...

Onlarca otobüse bindim bu yaşıma kadar, yüzlerce insan "tanıdım". Niye belirttim bu kelimeyi? Çünkü... evet kendimce tanıdım, tanımaya çalıştım yollarda insanları. Onları kah uykularında gördüm, kah yemek yerken kah televizyonu dikkatle izlerken. Ya da bilgisayarıyla uğraşırken ya da bir kitap veya dergi okurken...

Onlar hep farklı uğraşlarla yollardaydılar bense hep aynı önyargıyla oradaydım. Her gördüğüm insana yakıştırdığım bir sıfat vardı nasıl olsa. Oysaki o insanların hiçbirini tanımıyorum. Dış görüntüleriyle tasarladığım kalıplara oturtup daha sonra inceleyerek nasıl birileri olduğunu anlamaya çalışıyorum. Şimdi böyle anlatınca bütün yolculuk boyunca milleti dikizliyormuşum gibi anlaşılabilinir ama öyle değil. Onları saatlerce incelemek değil, benim bahsettiğim şey şu ki, bir insanı ilk gördüğümde bir kalıba oturtuyorum, tiki, çok bilmiş çocuk, ters amca, dedikoducu teyze falan filan.. İkinci basamak ise onların otobüs içindeki davranışlarına göre nasıl insanlar olabileceğini tahmin etmek ve bu insanlara karşı bazen sahip olduğum önyargılar..

Mesela son yolculuğumda, Ankara'dan İstanbul'a gelirken, yanımda bütün yolculuk boyunca uyuyan bir kız vardı. Onu görünce ilk edindiğim izlenim çok sessiz ve içine kapanık biri olduğuydu... Bu önyargıyla başladı yolculuğumuz... Otobüse bindiğimiz andan itibaren uyuyan bu üniversite öğrencisi olduğunu düşündüğüm kız, İstanbul'a yakınlaşınca uyandı ve kitap okumaya başladı, kitap kendini gerçekleştirme ve kendini tanıma üzerineydi bu önyargımı daha da güçlendirdi. Kitabı zevkle okumadığını görmek sanki onu zorla başka birilerinin zoruyla okuyormuş izlenimine kapılmama neden oldu. Kitabı tutuşundaki ellerinin isyanı buna bir kanıttı sanki, kitabı kavrayarak değil sanki her an elinden düşecekmiş gibi, isteksizce tutuyordu sanki.

Şimdi düşümdümde otobüse binmeden önce bir uyku ilacı alsam iyi olacak. Yolculuklarda uyuyamamak akıl sağlığım için pek hayırlı olmayacak anlaşılan!!!

Hiç yorum yok: